Tüketicilerin sağlık nedenleriyle, yeni tatlar ve aromalar deneme arzusuyla ya da tamamen yeni bir ürün türünü deneyimleme amacıyla farklılaşan ürünlere giderek daha fazla ilgi duyması, soğuk zincir ürün kategorilerinde çeşitli iş fırsatlarının ortaya çıkmasını sağladı. Peki üreticiler, tüketicilerin artan sürdürülebilirlik kaygılarını dikkate alırken ve verimli, uygun maliyetli dağıtım sağlarken bu artan ilgiden yararlanma şanslarını nasıl artırabilir? Uzmanlarımız soğuk zincir ürünlerle ilgili zorlukları ve bunların en iyi çözümlerini açıklıyor.
Üreticiler ürünlerine değer katmayı düşünürken, daha yüksek bir fiyata mı yoksa ürünün tüketicilere sunduklarını geliştirmeye mi odaklanmalıdır? Tetra Pak'ta Tetra Top Çözümleri İş Akışı Yöneticisi Leopoldo Ponce de Leon, ikinci seçenek yani özellikle işlevsellik üzerinde duruyor.
“Birinci sınıf olmak, tüketicilerin özel ihtiyaçlarına veya tercihlerine hitap eder ve başka bir yerde bulamayacakları bir şey sağlar" diyor. “Birinci sınıf ürünler genellikle çok özel bir kitleyi hedefler ve faydalarını net bir şekilde ortaya koyar. Nihai hedef, duygusal bir tepkiyi ve daha yüksek bir fiyat ödeme isteğini tetiklemektir.”
Soğuk zincir ürün kategorilerinde 'birinci sınıf' kelimesinin çeşitli anlamları olabilir. Üreticiler, bu birinci sınıf olma kavramına ulaşmak için ürünlerinin hangi özellikleri taşıması gerektiğini seçebilir. Örneğin, ürünleri protein veya diğer sağlıklı, moda içeriklerle zenginleştirmek gibi besin değeri faydalarına bakabilirsiniz. Tüketicilerin kimlik duygusunu veya değerlerini uygun ambalajlarla desteklemek gibi sosyo-ekonomik yönleri de ele alabilirsiniz.
Leopoldo Ponce de Leon, Tetra Top Çözümleri İş Akışı Yöneticisi
Ponce de Leon'a göre soğuk zincir kategorilerinde başarılı birinci sınıf ürün geliştirme, ürün bileşenlerini birbiriyle doğru eşleştirmekle de ilgilidir.
“Üreticilerin şık, daha pahalı paketler konusunda çok heyecanlandıklarını ve bu paketleri belirli bir ürünle doldurmak istediklerini sık sık görüyoruz” şeklinde belirtiyor. “Ancak, daha sonra fiyatlandırma gibi ayrıntılara baktığımızda daha uygun bir çözümün var olduğunu görüyoruz. Bu nedenle, her zaman ürün kategorisi, ürün ihtiyaçları ve paketleme arasında doğru uyumu bulmanızı tavsiye ediyoruz.”
“Ayrıca birinci sınıf ürün düşüncesine aşırı bağlanmak da bir risktir” diye ekliyor. “Bazen, tüketici verilerini ve pazar eğilimlerini analiz ettiğinizde en iyi çözüm hiç de birinci sınıf bir ürün olmayabilir.”
Ama bunun tam tersi de söz konusu olabilir. Yerel pazar koşullarını, tüketici tercihlerini ve proses alternatiflerini inceleyerek, soğuk zincir ürün portföyüne çikolata aromalı süt eklemek gibi basit bir fikir, birinci sınıf ürün konumlandırması açısından çok daha uygun olabilir.
Ponce de Leon “Bu konu, tüketicilerin farklı pazarlardaki tercihlerini bilmekle ilişkili” diyor. “Örneğin, yüksek viskoziteli bir ürün bazen daha zengin, daha besleyici bir ürüne işaret eder. Ancak bazı pazarlarda, ürünün sindirimini zorlaştıran yüksek yağ içeriği anlamına gelir.”
Bununla birlikte, tüketicilerin kabul ettiği bazı genel eğilimler ve uzun süredir devam eden kalite faktörleri vardır. Parçacıklar, meyve parçaları ve tahıllar eklemek bir ürünün lezzetini ve dokusunu zenginleştirirken sağlık konumlandırmasını güçlendirebilir. "Bir de tüketicilerin birinci sınıf ürünlerde yüksek kalitede olmasını beklediği bileşenler var" diye ekliyor.
Örneğin sütte laktozsuz süt, organik süt ve vitamin ya da mineral gibi farklı bileşenlerle zenginleştirilmiş süte olan talepte artış var.
Paketinizin birinci sınıf olması söz konusu olduğunda, göz önünde bulundurmanız gereken çok ama çok fazla husus var. Tetra Pak İş Bilgileri Lideri Anna Larsson “Tüketicinin ambalajla yaptığı yolculuğun tüm farklı adımları, birinci sınıf olma algısını etkileyebilir ve değiştirebilir” şeklinde belirtiyor. “Dikkate almanız gereken birçok konu var. Örneğin ürünün nerede ve ne zaman tüketileceği, hedef tüketicinizin kişisel değerlerinin neler olduğu, yerel pazar bağlamı ve algıları, kategorinizdeki tasarım gelenekleri ve mevcut paketleme eğilimleri ve tercihleri.”
Örnek olarak, bazı Asya pazarlarında ambalajların yüksek parlaklıkta, koruma ve temizlik anlamı veren mumlu bir görünüme sahip olmasının birinci sınıf olma hissini desteklediğini, bazı Batı pazarlarında ise nötr tonlarda, sade bir yazı bulunan işlenmemiş kartonların aynı etkiyi yarattığını belirtiyor. Bu, tasarım ve kullandığınız "yenilik" veya çeşitlilik düzeyi için de geçerlidir; holografik efektler gibi malzeme etkileri ve cesur renkleri mi yoksa daha sade yazı tiplerini, yüzeyleri ve görüntüleri mi tercih edeceğiniz, ürün kategorisine ve tüketim durumuna göre değişir.
Larsson “Burada 'herkese uyan tek bir çözüm' yok" diye ekliyor. “Bu nedenle müşterilerimize renk, malzeme yüzeyi, özel efektler ve tasarımın tüm yönleriyle oynamalarına yardımcı olacak farklı araçlar sunuyoruz. Bunu farklı seçenekleri denemek için kullanabileceğiniz bir palet gibi düşünebilirsiniz, Bu noktada, tüketici araştırmalarımız, belirli durumlara uygun ürünler gibi istediğiniz unsurlar konusunda size yardımcı olabilir ve tavsiyelerde bulunabilir.”
Çoğu kişi için ürünün veya paketin sürdürülebilirliği, onu en az birinci sınıf olması kadar veya daha fazla cazip hale getirebilir. Tüketicilerin endişe ve beklentileri sıklıkla paketleme odaklıdır.
Tetra Rex Çözümleri İş Akışı Yöneticisi Johan Holgård "Sürdürülebilir paketlemeye ilişkin yeni mevzuat ve sürekli gelişen fikirler, gelişmelerin hızlı ilerlediği anlamına geliyor" şeklinde belirtiyor. “Müşterilerimiz ve tüketicilerimiz için sürdürülebilir paket kullanımı, üreticilerin düşünmesi gereken çeşitli zorluklar ortaya çıkarıyor.”
“Paketlerin karbon ayak izini azaltmak ve döngüselliği teşvik etmek önemli konulardır. Bu, malzemelerin geri dönüştürülmesini, yeniden kullanılmasını, kaynak kullanımını ve yenilenebilir kaynaklara öncelik verilmesini içerir.” diye ekliyor. “Yani paketlemede sürdürülebilirliği ele almak birçok anlama gelebilir.”
Holgård'a göre üreticiler, sürdürülebilir paketleme çözümlerini uygularken bu karmaşıklıkları göz önünde bulundurmalıdır. Bu aynı zamanda, seçtikleri paketin kaçınılmaz olarak bir miktar çevresel etkiye sahip olacağını kabul etmek anlamına gelir. Bu nedenle, üreticiler iklim dostu moda sözcükler veya aşırı cesur ifadeler kullanmaktan kaçınmalıdır. Bunlar abartılı veya samimiyetsiz görünebilir ve ekolojik göz boyama suçlamalarına ve hatta yasal sorunlara neden olabilir.
Holgård "Bitki bazlı plastik iyi bir örnek," diyor. “Bu malzeme fosil bağımlılığını kırmak ve iklim etkisini azaltmak açısından çok önemlidir. Bununla birlikte, çöplerin azaltılması ve geri dönüşüm oranlarının artırılmasına yönelik odak noktası, bitki bazlı plastikler için de fosil bazlı muadilleri kadar yüksektir."
Johan Holgård, Tetra Rex Çözümleri İş Akışı Yöneticisi
Holgård'ın vurguladığı gibi sürdürülebilir paketlemeye yaklaşmanın en iyi yolu, değer zinciri üzerindeki tüm etkiyi gerçekten anlamak ve ilgili iddialara dayalı bir pozisyon almaktır.
“Üreticiler, her anlama gelebilen '%100 yenilenebilir malzemeler' gibi ifadeleri hemen kabul etmemelidir. Bu nedenle, daha sonra hoş olmayan sürprizlerle karşılaşmamak için doğru soruları sorduğunuzdan emin olun: Ürün nasıl hasat edildi? Hangi ham maddeden üretildi? Yerel topluluklar üzerindeki etkisi nedir? Paketin sadece bitki bazlı mı yoksa fosil bazlı malzemelerle karışık mı olacağının bilinmesi de önemlidir.”
Holgård, "Ürünü korumak ve güvenli ve optimum kalitede tutmak her zaman en önemli öncelik olmalıdır" diyor. “Ancak sürdürülebilirlik ve paket işlevselliği arasındaki seçimlerde ödün vermek çok yaygın olduğundan üreticiler, belirli paket seçimlerinin ardındaki nedenleri tüketicilere aktarırken akıllı davranmalıdır.”
Dağıtım denildiğinde çoğu insanın aklına hemen nakliye gelir. Ancak Tetra Pak Tetra Brik Çözümleri İş Akışı Müdürü Agnieszka Korczynska, tüm değer zincirine bakmanın gerekliliğini vurguluyor.
"Değer zincirindeki maliyetler, ham maddelerin işlenmesinden nihai ürünün perakendecilere ulaştırılmasına kadar her şeyi içerir. Ayrıca paketlerin nasıl taşındığını, depolandığı ve dağıtıldığını ve bunların sorumlu olduğu atık miktarını da kapsar" diyor.
Paketleme, üreticilerin tüm değer zinciri boyunca verimliliği artırmak ve maliyetleri azaltmak için dağıtımla ilgili zorlukları en iyi şekilde ele alabilecekleri kısımdır.
Korczynska, "Her şey paketleme ham maddelerinizin size nasıl teslim edildiğiyle başlar" diyor. "Her teslimatta ne kadar çok malzeme taşınabilirse, o kadar az kamyon ve dolayısıyla daha az yakıt gerekir; bu da hem nakliye maliyetlerinizi hem de karbon ayak izinizi azaltmanıza katkıda bulunur."
Agnieszka Korczynska, Tetra Brik Çözümleri İş Akışı Müdürü
Ürünleri perakendecilere ulaştırırken dağıtım verimliliğini nasıl artırabilirsiniz? Aynı mantık burada da geçerlidir. Üreticiler paletlere ne kadar çok paket sığdırabilirse, aynı hacimdeki ürünü teslim etmek için daha az kamyona ihtiyaç duyacağınızdan dağıtım o kadar verimli hale gelir. Önceden olduğu gibi bu da maliyetleri düşürür ve iklim üzerindeki etkinizi azaltır.
Korczynska, “Buna yaklaşmanın en iyi yolu, istiflenmesi kolay bir şekle sahip, tercihen tuğla şeklinde paketler seçmektir. Ayrıca, paket ne kadar uzun ve ince olursa o kadar az yer kaplar” diyerek açıklıyor.
Üretici ve perakendeci arasında gidip gelen kasalar gibi iade edilebilir sistemler kullanıldığında, teslimatlar arasında bunları depolamak ve temizlemek için fazladan masraflar ortaya çıkar. Perakendeye dağıtımı tek yönlü tutmanın bir yolu, paketlerin istiflendiği ve karton kutu içinde teslim edildiği ikincil karton paketlemedir.
Dağıtım verimliliğini optimize ederken soğuk zincir ürün üreticilerinin göz önünde bulundurması gereken bir diğer husus da atıkların azaltılmasıdır.
Korczynska, “Bazı pazarlarda sade sütün soğuk zincir dağıtımında cam şişeler kullanılır.” diyor. “Ancak bunlar kolayca kırıldığından, karton ambalaja geçmek dağıtımdaki gıda israfını azaltmaya önemli ölçüde yardımcı olabilir.” Cam yerine kağıt bazlı, hafif bir seçenek kullanmak aynı zamanda karbon emisyonlarınızı ve iklim üzerindeki etkinizi azaltır.
Soğuk zincir gıda üreticileri, dağıtımları hakkında ne kadar çok bilgiye sahip olurlarsa, verimliliği artırmanın yollarını bulmak için o kadar iyi bir konumda olurlar. Korczynska, "Bunun için, ürünlerin değer zincirleri boyunca dağıtımını izlemeye yönelik dijital çözümler, potansiyel iyileştirmelerin nerede ve nasıl yapılabileceğini belirlemede çok değerli olabilir." şeklinde belirtiyor.
Deneyimli bir ortakla çalışmak, soğuk zincir ürünlerde yaşanan bu zorlukları göğüslemeyi kolaylaştırır. Ürününüzün, bileşenden proses şekline, paketlenmesinden ticarileştirilmesine ve tüketicilerinizin beklentilerini karşılamasına kadar her açıdan doğru olduğundan emin olmalısınız. Sürdürülebilirlik alanındaki gelişmelerin hızı göz önünde bulundurulduğunda, hangi pazar veya segmentte faaliyet gösteriyor olursanız olun yeni taleplere ve mevzuata yanıt verebilmek için uzmanlarla sürekli iletişim halinde olmanız gerekir.